sayfalar

26 Ocak 2014 Pazar

Ne zaman özgürlük desek bir hain çıkar içimizden

Ne zaman özgürlük desek bir hain çıkar içimizden

Bu topraklarda ne zaman ezan sesi insan sesine karışsa

Ne zaman tekbirler kubbelere dolsa

Ne zaman 'Allah' dese bu millet, 'Hayy' dese, 'Hak' dese

İçimizden bir hain çıkartıp saldırtırlar üzerimize.

Ne zaman bu topraklarda yaşayan milletler birbirini kardeş bilse

Ne zaman bir Kürt, bir Türk'e aşık olsa, sarılsa özlemle, sevgiyle

Ne zaman bir Arap'ın Acem'e, Mağriplinin Şimalliye üstünlüğü olmasa

Toprağın bereketle verdiği nimet ne zaman adil pay olsa

İçimizden bir hain çıkar, aşımıza ağu katar.

Yaktılar, yıktılar şehirlerimizi.

Şam'ı, Halep'i Bağdat'ı, Kahire'yi, Kudüs'ü, Basra'yı, Kandahar'ı, Kabil'i.

Tıpkı Gırnata'yı, Kurtuba'yı, Semerkant'ı, Buhara'yı yaktıkları gibi.

Bir Moğol istilası daha adil olurdu Halep'i, Hama'yı yıkanlardan.

Ciğerlerinden kan kusturdular çocuklarımızın İskenderiye, Asyut, Minye sokaklarında.

Ne zaman ki bir kahraman çıktı

Ne zaman ki bir yiğit çıktı, şehirlerimizi mamur etmeye

Ne zaman ki bir güzel adam çıktı çocuklarımızın başını okşadı, elini öptü

Ne zaman ki lider doğurdu analarımız

İçimizden bir hain çıktı, hançerledi bizi sırtımızdan.

Bu millet, ne zaman mutlu olsa, zengin olsa, özgür olsa

Bu millet ne zaman ki evladını ölüme değil, düğüne gönderse

Bu millet ne zaman ki kızını gelin etse, toy etse

Ne zaman sokaklarında kan değil, karanfil kokusu yayılsa bu milletin

Ne zaman ki gül bahçesine erguvanlar dolansa

Bir hain çıkar, ocağına bağına, çiftine çubuğuna ateş salar.

Bir gün gariban kalbi sevinçle atsa, korkuyla değil

Kapısına kara haber değil, yârin muştusu gelse

Bu millet ne zaman açlığın, fakirliğin, yokluğun pençesinden kurtulsa

Ne zaman koyunu kuzulasa, yoğurdu mayalansa bu milletin

Bir hain kurt, bir nankör çakal çıkar sürümüze saldırır.

Bu milletin ne zaman ki alnı secdeye değse

Bu diyarlarda 'Ümmet' diyen, 'İslam' diyen, 'Peygamber' diyen ne zaman çoğalsa.

Daralmış, kuşatılmış, sınırları çizilmiş ülkelerin esaretini değil, Ümmetin özgürlüğünü savunsa biri.

Birisi Afrika'nın kara derisini, Asya'nın beyaz tenine kardeş, kara gözlüyü maviye eş yapsa

'Biriz, tekiz, kardeşiz, Ümmetiz' dese gür bir ses

İçimizden bir hain çıkar, boğazımıza sarılır, sesimizi kısar.

Ne zaman ki esarete itiraz ederiz

Ne zaman ki 'bileklerinizde kelepçe, ayağımızda pranga var' deriz

Ne zaman ki 'başını yere eğme, dik tut' deriz

'Neden mahzunsun, inanıyorsan üstünsün' deriz ne zaman

Ne zaman ki ellerimiz duaya açılır, niyaza açılır, Rahman'a açılır

Ruhumuzun derinliklerine kadar hissettiğimiz bir nida duyulur:

'Nasrun minallâhi ve fethun karîb ve beşşiril mû'minîn'