sayfalar

19 Şubat 2012 Pazar

MEDYA MANİPÜLASYONU





MEDYA MANİPÜLASYONU
-------------------------------------------
Geçenlerde aynı tarihli iki gazetede aynı konuyu ele alan iki haber çıktı.


Birincisi, Ekonomi ve finans bakanlığından resmi bir kaynağa dayandırarak arkasından da uzman görüşleri ile mesajları pekiştirerek, Kosova’nın 2010 yılını ekonomik başarılar ile kapattığını öne sürüyor, ihracatta önemli artışların kaydedildiğine vurgu yapıyor, büyük projelere imza atıldığına dikkat çekiyor, ekonomik kalkınma için temel politikaların yürütüldüğü ve önümüzdeki dönem için yatırımlar perspektiflerinin açıldığını söylüyordu.


İkincisi de aynı resmi kaynağa dayanarak verdiği haberde bir başarısızlık öyküsü kaleme alıyor ve aynı verileri kullanarak Kosova’nın dış ticaret açığının gayri safi milli hasılasının neredeyse yarısına denk geldiğini, başta enerji olmak üzere çeşitli altyapı projelerinin ha bire ertelendiğini, bu durumda da yatırım perspektiflerinin olamayacağını uzman görüşleriyle pekiştirerek veriyordu.

İkisi aynı kaynağa ve çeşitli uzman görüşlerine dayandırarak verdikleri haberlerde farklı şeyleri söylüyorlardı. Üstelik ikisi de doğruyu söylüyordu. Söylediklerini hem nesnel verilerle kanıtlıyor hem de uzman görüşleriyle pekiştiriyorlardı.

Peki gerçek neredeydi, doğru olan neydi? İşte burada bilinçli medya okuryazarı olmanın önemi artıyor…

Bu rutin bir haberdi ve haberi takip eden muhabirin bilinçli bir manipülasyon tekniği uygulayarak haberi oluşturmaya çalıştığını sanmıyorum. Ama muhabire sunulan gazetecilik pratikleri ve çalıştığı kurumun izlediği yayın politikası zaten üstü kapalı olarak neyi nasıl yazması gerektiğini ve hangi uzmanların güvenilir olduğunu, hangi uzmanların tam da kendisinin duymak istediğini söyleyeceği belliydi. İşte böyle bir ortamda aynı kaynaklara dahi dayansa farklı bakış açılarına sahip ve farklı sonuçlara götürecek materyaller ortaya çıkabiliyordu.

İşin hem zor, hem de zevkli tarafı işte burada başlıyor. Haberi anlamlandırmak için haberin sadece kendisine bakmak yeterli değil. Haberin nerede yayınlandığı, yayınlayanın kim olduğu, yayınlanan mecrada haberin boyutunun ne olduğu, haberde nasıl bir dilin ve söylemin kullanıldığı, habere konu edilen kişilerin kimler olduğu, bu kişilerin haber üreticileri, editörleri ve medya sahipleri ile bir ilişki içinde olup olmadığı, bu ilişkinin bir çıkar ilişkisi olup olmadığı, çıkar ilişkisinin ticari mi yoksa ideolojik mi olduğu boyutları akla gelen sorulardan bazıları.

Bunlar bir medya okuryazarının tamamını bilmesi yanıtlaması gereken sorular değil elbette… Ama bunlardan birkaçını düşünmek bile eleştirel bakış açısı kazanmaya merhaba demek için yeterli. Medyayı daha doğru anlamlandırmaya atılmış ilk adım olarak da değerlendirmek mümkün.

Tüm bu sorulara yanıt aramak, ararken yeni sorular bulmak, yeni sorular bularak da söylem analizlerine dalmak işin bir başlangıcı…

Netice itibariyle şu sonuca varabiliriz: Doğruyu bulmak için medyaya bakmak lazım, doğruyu bulmak için sadece medyaya değil onun arkasına da bakmak lazım. Bakarken eleştirel ve sorgulayıcı olmak lazım…

Sonuç Yerine: Anlamlandırmaya Hakim Olmak

Medya bir takım grupların elinde manipülasyon aracı olarak kullanılabilir. Medyada bir takım idealistler her şeye rağmen doğruyu ortaya çıkarmak için mücadele edebilir. Bu iyi ve kötünün mücadelesi ile realitede bize sunulan bir medya ortamı mevcuttur ve bu ortam biraz bulanıktır. Bu bulanıklıkta doğruyu bulmak için eleştirel bir bakış açısına ve aktif bir medya okuryazarlığına ihtiyaç vardır. Deneyin, zevkine varacaksınız!