Biz meleklere, "Adem'e secde edin!" dediğimiz zaman; İblis müstesna,
secde ettiler. (İblis), diretti, büyüklenmek istedi ve kafirlerden
oldu.
Biz söyledik ki: "Ey Adem, sen ve eşin cennette oturun.
Siz ikiniz dilediğiniz yerden bol bol yiyin, şu ağaca yaklaşmayın.
(Şayet yaklaşırsanız) zalimlerden olursunuz."
Şeytan, oradan o
ikisini kaydırdı. Böylece içinde bulundukları o (cennetten), ikisini
çıkardı. Biz de dedik ki: "Bazınız bazınıza düşman olarak (Arz'a) inin.
Arz, sizin için karar yeridir ve bir vakte kadar da geçim vardır."
[BAKARA(2)/34-36]
Onlar,
Süleyman'ın mülkü konusunda şeytanların sözlerine uydular. Süleyman,
hakkı örtmedi ancak şeytanlar hakkı örttüler. Onlar(şeytanlar),
insanlara, Babil'deki iki meleğe; Harut'a ve Marut'a indirilen o şeyi
ve sihri öğretiyorlardı. O ikisi(Harut ve Marut): "Biz bir
fitneyiz(denemeyiz); hakkı örtmeyin demeden, kimseye birşey
öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar), o ikisinden erkekle karısının
arasını açan şeyi(sihri) öğreniyorlardı. Gerçekte onlar, Allah'ın izni
olmadan bir kimseye zarar veremezlerdi. Ve onlar, zarar veren ancak
fayda vermeyen şeyleri öğreniyorlardı. Şüphesiz onu satın alanların,
ahirette nasiplerinin olmadığını bilmekteydiler. Nefisleri
karşılığında satın aldıkları şeyin, ne kötü olduğunu keşke bilselerdi.
[BAKARA(2)/102]
Ey insanlar, Arz'da olan temiz şeylerden yiyin. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için apaçık bir düşmandır.
Muhakkak o(şeytan), size, kötülüğü, fahşayı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.
[BAKARA(2)/168-169]
Ey
iman edenler, toptan teslimiyet ve kurtuluş yoluna girin ve şeytanın
adımlarına tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için apaçık bir düşmandır.
[BAKARA(2)/208]
Şeytan,
size fakirliği vadediyor ve size fahşayı emrediyor. Allah, size,
Kendisi'nden bağış ve üstünlük-bolluk vadediyor. Allah her şeyi
kuşatandır, Alim'dir.
[BAKARA(2)/268]
Şüphesiz şeytan, dostlarını korkutur. Şayet müminlerseniz onlardan korkmayın, Ben'den korkun!
[AL-İ İMRAN(3)/175]
O
kimseler ki; mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler,
Allah'a ve ahiret gününe de iman etmezler. Şeytan, her kime
yakın(arkadaş) olursa, o ne kötü arkadaştır.
[NİSA(4)/38]
Sana
indirilene ve senden önce indirilene iman ettiklerini iddia eden o
kimseleri görmedin mi? Onlar, tağutun(azgın yöneticinin) önünde
muhakeme olmak istiyorlar. Gerçekte onu(tağutu), reddetmekle
emrolunmuşlardı. Şeytan, onları, uzak bir sapıklıkla saptırmak
istiyor.
[NİSA(4)/60]
O iman eden kimseler, Allah yolunda
savaşırlar; hakkı örten kimseler ise, tağut(azgın yönetici) yolunda
savaşırlar. Siz de, şeytanın dostlarıyla savaşın! Muhakkak şeytanın
planı(tuzağı) zayıftır.
[NİSA(4)/76]
Muhakkak
onlar(müşrikler), O'nun(Allah'ın) dışında, dişileri(cinleri-perileri)
çağırıyorlardı. Onlar, (gerçekte) (kovulmuş) asi şeytandan başkasını
çağırmıyorlardı.
Allah, onu lanetledi ve o(şeytan) dedi
ki: "Elbette, Senin kölelerin içinden belirlenmiş bir zümreyi, kendime
(köle) edineceğim.
"Ve elbette onları saptıracağım,
ümitlendireceğim; onlara, hayvanların kulaklarını kesmelerini
emredeceğim. Elbette yine onlara, Allah'ın yarattığını değiştirmelerini
emredeceğim." Kim, Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse,
muhakkak o, apaçık bir hüsrana uğramıştır.
(Şeytan), onlara vadediyor, onları ümitlendiriyor. Oysa şeytan, onlara aldanmadan başkasını vadetmez.
Böyle olanların(şeytan ve ona tabi olanların), barınağı cehennemdir. Ve onlar, oradan bir çıkış yolu da bulamazlar.
[NİSA(4)/117-121]
Ey
iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar ve fal okları, şeytanın
ameli olan çirkin işlerdir. Öyleyse (bunlardan) sakının; umulur ki
kurtuluşa erersiniz.
Muhakkak şeytan, şarap ve kumarla aranıza
düşmanlık ve buğz(kin) sokmak istiyor. Ve sizi, Allah'ın zikrinden ve
namazdan engellemek istiyor. Bundan vazgeçmiyor musunuz?
[MAİDE(5)/90-91]
Keşke
onlara, çetin azabımız geldiği zaman yalvarsalardı. Ancak kalpleri
katılaştı. Şeytan, onlara yaptıkları şeyleri(amelleri) süsledi.
[ENAM(6)/43]
De
ki: "Bize zarar da, fayda da vermeyecek olan Allah'tan başkalarını
çağırır mıyız? (O zaman), Allah'ın hidayetinden sonra, şeytanların
Arz'da kaydırdığı şaşkın o kimseler gibi, topuklarımız üzerinde
gerisin geri döndürülmüş oluruz. O şaşkın kimse ki; arkadaşları onu,
bize; doğru yola gel diye çağırıyorlar." De ki: "Muhakkak doğru yol,
Allah'ın yoludur ve biz, alemlerin Rabb'ine teslim olmakla
emrolunduk."
[ENAM(6)/71]
Böylece, Biz her bir nebi için
insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onların bazısı bazısına
aldatıcı güzel sözlerle vahyeder(konuşur). Şayet senin Rabb'in
dileseydi, bunu yapamazlardı. Onları ve uydurduklarını bırak.
[ENAM(6)/112]
Üzerine
Allah'ın isminin anılmadığı şeyi yemeyin. Muhakkak o fısktır. Şüphesiz
şeytanlar, sizinle mücadele etsinler diye dostlarına vahyeder. Şayet
siz onlara itaat ederseniz, muhakkak sizler de müşrikler olursunuz.
[EN'AM(6)/121]
(Sizin
için tüylerinden-yünlerinden) döşek-yaygı yapılan ve yük taşıyan
hayvanlar vardır. Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden yiyin.
Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Muhakkak o, sizin için apaçık bir
düşmandır.
[ENAM(6)/142]
Muhakkak Biz, sizi yarattık, sonra
size şekil verdik. Sonra meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik. İblis
müstesna secde ettiler. (İblis), secde edenlerden olmadı.
(Allah)
dedi ki: "Sana emrettiğim zaman, senin secde etmene mani olan nedir?
(İblis) dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; (çünkü) onu çamurdan, beni
ateşten yarattın."
(Allah) dedi ki: "Öyleyse oradan in! Burada senin büyüklenmen olmaz! Çık! Muhakkak sen, aşağılık olanlardansın."
(İblis) dedi ki: "Bana kalkış gününe kadar süre ver."
(Allah) dedi ki: "Şüphesiz sen, süre verilenlerdensin."
(İblis) dedi ki: "Sen'in, beni azdırman sebebiyle, Sen'in doğru yolunda onları (saptırmak için) elbette oturacağım."
"Sonra
da onların(insanların) önlerinden, arkalarından, sağlarından ve
sollarından elbette geleceğim ve Sen onların çoğunu şükredici
bulmayacaksın."
(Allah) dedi ki: "Sen oradan kınanmış ve kovulmuş
olarak çık! Onlardan(insanlardan) her kim sana tabi olursa, elbette
sizin hepinizi, cehenneme dolduracağım."
(Allah) dedi ki: "Ey
Adem, sen ve eşin cennete oturun. Siz ikiniz dilediğiniz yerden yiyin;
şu ağaca yaklaşmayın! (Şayet yaklaşırsanız), zalimlerden olursunuz."
Örtülü
olan edep yerlerini açığa çıkarmak için şeytan, o ikisine vesvese
verdi. (Şeytan) dedi ki: "Rabb'iniz, şu ağaçtan sizi yasaklamıyor, ancak
iki melek olursunuz yahut ebedi (cennette) kalıcı olursunuz diye
yasaklıyor."
(Şeytan) o ikisine yemin etti ki: "Muhakkak ben size nasihat edenlerdenim."
Böylece
o ikisini aldatarak düşürdü. Ne zaman ki ağaçtan tattılar, ikisinin de
edep yerleri ortaya çıktı. Üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye
başladılar. Rab'leri, onlara seslendi: "Ben, size şu ağacı yasaklamadım
mı? Ve size, şüphesiz şeytan ikinizin de apaçık düşmanıdır demedim
mi?"
[ARAF(7)/11-22]
Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve
babanızın elbiselerini onlardan soyup, edep yerlerini göstererek,
cennetten çıkardığı gibi, sizi de 'fitne'ye düşürmesin. Muhakkak o ve
kabilesi, sizin onları göremediğiniz bir yerden(boyuttan) sizi görüyor.
Muhakkak Biz, şeytanları, iman etmeyenler için dostlar kıldık.
[ARAF(7)/27]
Bir
fırka, hidayet üzeredir ve bir fırkanın üzerine de, dalalet(sapkınlık)
hak olmuştur. Şüphesiz onlar(sapkınlar), Allah'ın dışında şeytanları
dostlar edinmişlerdir ve kendilerini doğru yolda sanmaktadırlar.
[ARAF(7)/30]
Şayet şeytan sana vesvese vererek dürtüklerse, Allah'a sığın! Muhakkak O, işitendir, Alim'dir.
Şüphesiz
korkup-sakınan kimselere, şeytandan bir taife dokunduğu zaman
düşünürler. Ve o zaman onlar, görenler(anlayanlar) olurlar.
Onların kardeşleri(şeytan hizbi), o taifeye azgınlıkta yardım eder, sonra da vazgeçmezler.
[ARAF(7)/200-202]
Kuran okunduğu zaman, susun ve dinleyin! Umulur ki, esirgenmiş olursunuz.
Rabb'ini, sabah, akşam, yüksek olmayan bir sesle, yalvararak ve korkarak zikret! Gafillerden olma!
Muhakkak
senin Rabb'inin yanında olanlar(melekler), O'na ibadetten
büyüklenmezler; O'nu tesbih ederler ve O'na secde ederler.
[ARAF(7)/204-206]
Şeytan,
onlara amellerini süsledi ve dedi ki: "Bugün insanlardan size üstün
gelecek yoktur. Şüphesiz ben de size yardımcıyım." Ne zaman ki, iki
topluluk birbirini gördü; (şeytan) iki topuğu üzere geri kaçtı ve dedi
ki: "Ben, sizden beriyim, sizin görmediğinizi görüyorum ve Allah'tan
korkuyorum. Muhakkak Allah, cezası şiddetli olandır."
[ENFAL(8)/48]
(Yakup)
dedi ki: "Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, sana bir tuzak
kurarlar. Muhakkak şeytan, insan için apaçık bir düşmandır."
[YUSUF(12)/5]
Emir
kaza edilip(hüküm verildiği) zaman, şeytan der ki: "Muhakkak
Allah'ın size vadettiği hak vaattir. Ben de size vadettim ve vaadime
uymadım(yüz çevirdim). Benim sizin üzerinizde davet etmekten (çağrıda
bulunmaktan) başka bir gücüm yoktu. (Ancak) siz, bana icabet ettiniz,
beni kınamayın(kötülemeyin), kendinizi kınayın. Ne ben sizi ne de siz
beni kurtaramazsınız. Muhakkak ben, sizin beni önceden (Allah'a) şirk
koşmanızı da tanımıyordum. Muhakkak zalimler için, elim bir azap
vardır."
[İBRAHİM(14)/22]
Muhakkak Biz, Gök'te burçlar kıldık ve onu, gözleyenler için süsledik.
Ve onu, her kovulmuş şeytandan koruduk.
Ancak (bunlardan kim) kulak hırsızlığı yaparsa, ona apaçık bir 'ışın topu' isabet eder.
[HİCR(15)/16-18]
Muhakkak Biz, insanı, sıcak-kuru bir balçıktan şekillendirip-yarattık.
Cann'ı(cinleri) de, önceden kavurucu ateşten yaratmıştık.
Senin Rabb'in meleklere dedi ki: "Ben, sıcak-kuru bir balçıktan şekillendirip bir beşer yaratacağım."
"Ona bir biçim verip ve ona, ruhumu(Adem'in ruhunu) üflediğim zaman, ona secde edenler olun!"
Arkasından meleklerin hepsi toptan secde ettiler.
Ancak İblis diretti ve secde edenlerden olmadı.
(Allah) dedi ki: "Ey İblis, sana ne oluyor ki, secde edenlerle beraber secde etmiyorsun?"
(İblis) dedi ki: "Benim, sıcak-kuru bir balçıktan şekillendirerek yarattığın bir beşere secde etmem olmaz."
(Allah) dedi ki: "Çık oradan! Muhakkak sen kovulup-taşlananlardansın."
"Muhakkak, din gününe kadar lanet senin üzerinedir."
(İblis) dedi ki: "Rabb'im, kalkış gününe kadar bana süre ver."
(Allah) dedi ki: "Sen, süre verilenlerdensin."
"(Bu süre), o malum günün vaktine kadardır."
Dedi ki: "Rabb'im, beni azdırdığın o şey sebebiyle, ben de onlara Arz'ı süsleyeceğim ve onları toptan azdıracağım."
"Ancak senin muhlis(halis) kölelerin müstesna.�
Dedi ki (Allah): "İşte Ben'im için doğru yol budur."
"Muhakkak senin, Ben'im kölelerim üzerinde, bir gücün yoktur. Ancak sana tabi olan azgınlar müstesna."
Muhakkak cehennem, onların hepsine vadedilmiştir.
[HİCR(15)/26-43]
Allah'a
andolsun! Senden önce de ümmetlere (resuller) gönderdik. Şeytan
onların(ümmetlerin) amellerini, kendilerine süsledi. Bugün de o(şeytan),
onların velisidir(dostudur). Onlara, elim(acı) bir azab vardır.
[NAHL(16)/63]
Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!
Muhakkak onun(şeytanın), iman edenler ve Rab'lerine tevekkül edenler üzerinde bir gücü yoktur.
Onun(şeytanın) gücü, onu veli(dost) edinenler ve O'na(Allah'a) şirk koşanlar üzerinedir.
[NAHL(16)/98-100]
Kölelerime
söyle, o en güzel sözü(tevhidi) söylesinler. Muhakkak şeytan, onların
arasını dürtüklemeye (bozmaya) çalışır. Şüphesiz şeytan, insanın apaçık
düşmanıdır.
[İSRA(17)/53]
Biz meleklere dediğimiz
zaman: "Adem'e secde edin!" Melekler secde ettiler ancak İblis
müstesna. (İblis) dedi ki: "Sen'in çamurdan yarattığına secde mi
edeceğim?"
"Bana karşı ikram ettiğin o kimseye Sen bir
bak! Şayet beni, Kıyamet Günü'ne kadar ertelersen(süre verirsen),
elbette onun(Adem'in) zürriyetine, ancak azı müstesna yular takacağım.
(Allah) dedi ki: "Git! Onlardan(insanlardan) kim sana tabi olursa, muhakkak cehennem, sizin için tam(uygun) bir cezadır."
"Onlardan
kime güç yetirebilirsen, onları sesinle kışkırt(oynat-hoplat) ve
onlar üzerine süvarilerini ve adamlarını sevket! Onların mallarına ve
evlatlarına ortak ol! Onlara vaad et! Şeytan vadetmez, ancak
aldanmayı vadeder."
Muhakkak Ben'im kölelerim üzerinde, senin bir gücün yoktur. Senin Rabb'in, vekil olarak kafidir.
[İSRA(17)/61-65]
Biz
meleklere dediğimiz zaman: "Adem'e secde edin!" (Melekler), İblis
müstesna, secde ettiler. O, cinlerdendi. Böylece Rabb'inin emrinden
dışarı çıktı. "Beni bırakıp, onu ve soyunu mu veliler edineceksiniz?
Onlar(şeytanlar), sizin düşmanlarınızdır. Zalimler için ne kötü bir
bedel!"
[KEHF(18)/50]
(İbrahim dedi ki:) "Ey babam, şeytana köle olma! Muhakkak şeytan, Rahman'a asi olmuştur."
"Ey babam, muhakkak ben, sana Rahman'dan bir azabın dokunmasından korkuyorum. (Şayet böyle olursa), şeytanın dostu olursun."
[MERYEM(19)/44-45]
Rabb'ine
andolsun ki Biz, onları ve şeytanları toplayacağız, sonra cehennemin
çevresinde diz çökmüş vaziyette hazır bulunduracağız.
[MERYEM(19)/68]
Görmedin mi Biz, şeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik. Onları tahrik edip kışkırtırlar.
[MERYEM(19)/83]
Biz, meleklere dediğimiz zaman: "Adem'e secde edin!" Secde ettiler ancak İblis secde etmedi ve diretti.
Biz,
Adem'e dedik ki: "Ey Adem, şu şeytan(İblis), senin ve eşinin
düşmanıdır; ikinizi cennetten çıkarmasın. Siz bu sebeple şaki(asi)
olursunuz."
"Muhakkak senin için aç ve çıplak kalmaman; orada(cennette) kalmana bağlıdır."
Muhakkak sen burada susamayacaksın ve sıcakta da kalmayacaksın."
Arkasından şeytan, ona(Adem'e) vesvese verdi ve dedi ki: "Ey Adem, sana ebedilik ağacını, son bulmayacak mülkü göstereyim mi?"
O
ikisi, ondan(ağaçtan) yediler. Arkasından ikisinin de edep yerleri
açıldı. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Adem,
Rabb'ine isyan etti ve böylece azmış oldu.
[TAHA(20)/116-121]
Şeytanlardan kimisi, ona(Süleyman'a) dalgıçlık ve bundan başka işler yaparlar. Biz onları(şeytanları) gözetleyenleriz.
[ENBİYA(21)/82]
İnsanlardan o kimse ki, Allah hakkında bilgisi olmaksızın mücadele eder ve her (kovulmuş) asi şeytana tabi olur.
(Böyle
olan) o kimseye yazılmıştır ki: "Kim onu(şeytanı) veli edinirse,
muhakkak o(şeytan), o kimseyi saptırır ve onu alçaltıcı azaba
sevkeder.
[HAC(22)/3-4]
Senden önce bir resul ve nebi
göndermedik ki; o bir dilekte bulunduğu zaman, şeytan, onun dileğine
bir temenni katmaya çalışmasın. Arkasından Allah, şeytanın kattığı bu
şeyi giderir. Sonra da Allah, ayetini sağlamlaştırır. Allah, Alim'dir,
Hakim'dir.
Kalplerinde katılık ve maraz bulunan kimselere
şeytanın kattığı bu şey, bir 'fitne'(deneme) kılındı. Muhakkak zalimler
uzak bir ayrılık içindedirler.
[HAC(22)/52-53]
Kötülüğü en güzel şekilde def et! Biz, onların o vasfettikleri şeyi en iyi bileniz.
De ki: "Rabb'im, şeytanların vesvese ve dürtüştürmelerinden Sana sığınırım!"
"Ve (yine) yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabb'im!"
[MÜ'MİNUN(23)/96-98]
Ey
iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın. Her kim şeytanın adımlarına
tabi olursa, muhakkak o, fahşayı ve münkeri(kötü olanı) emreder. Şayet
üzerinize Allah'ın rahmeti ve fazlı olmasaydı, sizden hiçbir kimse
ebediyyen temize çıkamazdı. Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Ve
Allah, işitendir, Alim'dir.
[NUR(24)/21]
"Yazıklar olsun bana, keşke ben filanı dost edinmeseydim."
"Bana geldikten sonra beni zikirden(Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır."
Ve elçi dedi ki: "Ey Rabb'im, muhakkak benim kavmim, şu Kur'an'ı terk etti."
[FURKAN(25)/28-30]
Onlar ve azgınlar, orada(cehennemde) yüzüstü kapanmışlardır.
Ve İblis'in ordularının hepsi de!
[ŞUARA(26)/94-95]
Şeytanların, kimin üzerine indiğini size haber vereyim mi?
"Her günahkar-iftiracının" üzerine iner.
Onlar (şeytanlara) kulak verirler ve bunların çoğu yalancıdırlar.
[ŞUARA(26)/221-223]
(Hüd
hüd dedi ki): "Onu(Belkıs'ı) ve kavmini, Allah'ın dışında, Güneş'e
secde ederlerken buldum. Şeytan onlara, yaptıklarını süslü(doğru)
göstermiş ve böylece onları, yoldan saptırmıştır. (Bu nedenle) onlar,
hidayeti(doğru yolu) bulamazlar."
[NEML(27)/24]
Ad'ı
ve Semud'u (yıkıma uğrattık). Onların meskenleri, sizin için ortaya
çıkmıştır. Şeytan, onların amellerini süsledi(çekici kıldı) ve böylece
onları yoldan (İslam'dan) alıkoydu. Ancak onlar, (helak olurken)
kavrayanlar oldular.
[ANKEBUT(29)/38]
Onlara:
"Allah'ın indirdiklerine uyun" denildiğinde, derler ki; "Hayır, biz
atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Şayet şeytan, onları ateş
azabına çağırıyorsa da mı (ona uyacaklar)?
[LOKMAN(31)/21]
Muhakkak İblis, onlar(insanlar) üzerindeki zannını doğruladı. Müminlerden bir grup hariç ona(İblis'e) tabi oldular.
O(İblis'in),
onlar üzerinde bir gücü yoktur. Ancak onlardan kim ahirete iman
ediyor; kim de şüphe içindedir bilelim diye (bir fitnedir). Senin
Rabb'in her şeyi gözetleyen ve koruyandır.
[SEBE(34)/20-21]
O gün (Allah), onların hepsini bir arada toplayacak, sonra meleklere diyecek ki: "Bunlar size mi köle oluyorlardı?"
(Melekler)
derler ki: "Seni tenzih ederiz, bizim velimiz onlar değil, sadece
Sen'sin. Bilakis onlar, cinlere köle oluyorlardı ve onların çoğu,
onlara(cinlere) iman ediyorlardı."
[SEBE(34)/40-41]
Ey insanlar, muhakkak Allah'ın vaadi haktır. Sizi dünya hayatı aldatmasın ve aldatıcı da, sizi Allah ile aldatmasın.
Muhakkak
şeytan, sizin düşmanınızdır. Siz de onu(şeytanı) düşman edinin!
Muhakkak o, hizbini(yandaşlarını) ateş ashabı(halkı) olmaya çağırır.
[FATIR(35)/5-6]
Ey Ademoğulları! Ben sizden söz almadım mı? Şeytana köle olmayın, muhakkak o(şeytan), sizin için apaçık bir düşmandır.
Bana köle olun. İşte doğru yol budur.
Muhakkak o(şeytan), sizden birçok topluluğu saptırmıştı, akletmiyor musunuz?
[YASİN(36)/60-62]
Muhakkak Biz, Dünya Göğü'nü, yıldız süsüyle süsledik.
Onu, her (kovulmuş) asi şeytandan koruduk.
Onlar, Mele'i A'la'yı(Yüksek Melekler'i) dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar.
Uzaklaştırılırlar. Ve onlara sürekli bir azap vardır.
Ancak (sözü), çalıp-kapan olursa; artık ona isabet eden 'yakıcı-delici ışın topu' vardır.
[SAFFAT(37)/6-10]
Hakkı
örtenler, O(Allah'la), cinler arasında bir nesep(akrabalık) kıldılar.
Muhakkak cinler, (mahşer günü) hazır olacaklarını bilmektedirler.
Allah, o vasfettikleri sıfatlardan münezzehtir.
[SAFFAT(37)/158-159]
Ona(Süleyman'a), emriyle hareket eden ve onu dilediği yere sarsmadan götüren rüzgarı boyun eğdirdik.
Ve her bir bina yapıcı ve dalgıç(inci avcısı) şeytanları da (boyun eğdirdik).
(Diğer) şeytanları da kelepçeli(zincirli) olarak ona bağlı kıldık.
[SAD(38)/36-38]
Kölemiz Eyyub'u da hatırla ki; o, Rabb'ine seslenmişti: "Muhakkak şeytan, bana hileyle yorgunluk ve azap dokundurdu.
(Biz, ona dedik ki:) "Ayağını vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su)."
[SAD(38)/41-42]
Senin Rabb'in meleklere dediği zaman: "Muhakkak Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım."
"Onu düzenleyip, ona ruhumu(Adem'in Ruhu'nu) üflediğim zaman, siz ona secde edin!"
Meleklerin hepsi toptan secde ettiler;
Ancak İblis büyüklenmek istedi ve kafirlerden oldu.
(Allah)
dedi ki: "Ey İblis, o ellerimle yarattığım kimseye secde etmene mani
olan nedir? Büyüklendin mi, yoksa yücelik mi taslıyorsun?"
(İblis) dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
(Allah) dedi ki: "Çık oradan! Muhakkak sen kovulmuşlardansın."
"Muhakkak Ben'im lanetim din gününe kadar senin üzerinedir."
(İblis) dedi ki: "Rabb'im, kalkış gününe kadar bana süre ver."
(Allah) dedi ki: "Sen, süre verilenlerdensin."
"(Bu süre), malum günün vaktine kadardır."
(İblis) dedi ki: "Sen'in şerefine yemin ederim ki; onları(insanları) toptan azdıracağım."
"Ancak onlardan Sen'in muhlis kölelerin müstesna."
(Allah) dedi ki: "(İşte bu) haktır ve Ben hakkı söylerim."
"Senden olanları ve onlardan sana tabi olanları, toptan elbette cehenneme dolduracağım."
[SAD(38)/71-85]
Biz,
onlara yakınlar(cin-şeytanlar) hazırladık. Onlar(cin-şeytanlar),
onların önlerinde ve arkalarında olanları güzel gösterirler. Onlardan
önce geçmiş olan ümmetler içindeki insan ve cinler gibi, onlara da
söz(azap) hak oldu. Muhakkak onlar hüsrana uğrayanlardır.
[FUSSİLET(41)/25]
Şayet şeytan, sana vesvese vererek dürtüklerse, Allah'a sığın! Muhakkak O, işitendir, Alim'dir.
[FUSSİLET(41)36]
Kim Rahman'ın zikrine(Kur'an'a) şaşı bakarsa, Biz ona, şeytanı sararız. O şeytan, ona arkadaş olur.
Muhakkak onlar(şeytanlar), onları yoldan engellerler ve onlar kendilerinin hidayet üzere olduğunu zannederler.
Bize geldiği zaman (o kimse) der ki: "Keşke benimle senin aranda, iki doğu uzaklığı olsaydı. Sen ne kötü arkadaşsın."
[ZUHRUF(43)/36-38]
Muhakkak o(İsa), saat için bir ilimdir(işarettir). O saatten şüphe etmeyin ve bana tabi olun. İşte doğru yol budur.
Şeytan sizi engellemesin. Muhakkak o, sizin için apaçık bir düşmandır.
[ZUHRUF(43)/61-62]
Onlar Kur'an'ı tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa onların kalpleri kilitli midir?
Muhakkak
o kimseler ki, kendilerine hidayet ortaya çıktıktan sonra gerisin geri
dönerler. Şeytan onları sürüklemiştir ve onları uzun emellere
kaptırmıştır.
[MUHAMMED(47)/24-25]
Şüphesiz 'gizli
toplantıların fısıldaşmaları', iman edenleri üzüntüye düşürmek için
şeytanın işlerindendir. Oysa Allah'ın izni olmaksızın o(şeytan),
onlara hiçbir şeyle zarar verecek değildir. Şu halde mü'minler,
yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.
[MÜCADELE(58)/10]
Şeytan
onları kaplamıştır; böylece onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur.
Böyle olanlar, şeytan hizbidir. Dikkat edin! Muhakkak şeytanın hizbi
olanlar, hüsrana uğrayanlardır.
[MÜCADELE(58)/19]
Şeytanın
misali şunun gibidir ki; insana der: "Küfret(ört)!" Ne zaman ki insan
küfreder(örter), şeytan (o zaman) der ki: "Ben, senden
beriyim(uzağım). Muhakkak ben, Alemlerin Rabb'inden korkarım!
[HAŞR(59)/16]
Muhakkak
Biz, 'Dünya Göğü'nü lambalarla(yıldızlarla) süsleyip-donattık.
Bunları, 'şeytanlar' için bir kovulma-taşlama kıldık. Onlar için
'şiddetli ateş azabı' hazırladık.
[MÜLK(67)/5]
(Ey
Muhammed) de ki: "Cinlerden bir grubun beni dinlediği bana
vahyedildi." (Cinler) dediler ki: "Muhakkak biz, hayret uyandırıcı bir
Kur'an dinledik."
"O doğruluğa iletiyor ve ona iman ettik. Elbette Rabb'imize hiç bir kimseyi ortak koşmayacağız."
"Muhakkak Rabb'imiz azamet ve ululuk sahibidir. O bir eş ve evlat edinmemiştir."
"Doğrusu bizim beyinsizimiz(İblis), Allah konusunda saçma şeyler söylüyor."
"Doğrusu biz cinlerin ve insanların Allah'a karşı yalan söylemeyeceğini sanmıştık."
"Muhakkak insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlar, onlar da, onların azgınlıklarını artırırlar."
[CİN(72)/1-6]
De ki: "İnfilakın(patlamanın) Rabb'ine sığınırım!"
"(Bu patlamayla) yarattıklarının, şerrinden!"
"Ve çöktüğü zaman, karanlığın şerrinden!"
"Ve düğümlere üfleyenlerin şerrinden!"
"Ve haset ettiği zaman, haset edenin şerrinden!"
[FELAK(113)/1-5]
De ki: "İnsanların Rabb'ine, sığınırım."
"İnsanların Meliki'ne sığınırım."
"İnsanların (gerçek) İlah'ına sığınırım."
"Vesvese veren Hannas'ın(şeytanların) şerrinden."
"Ki o(şeytanlar), insanların göğüslerine(kalplerine) vesvese verir."
"O(şeytanlar), cinlerden ve insanlardandır."
[NAS(114)/1-6]