sayfalar

11 Şubat 2014 Salı

Sultan Abdülhamid'in önüne 1.600.000 İngiliz altını kondu.

Sultan Abdülhamid'in önüne 1.600.000 İngiliz altını kondu.
İsrail'i kurmak isteyen Musevi Filistin'i satmasını istiyordu.
Osmanlı'nın borçları vardı.

Ve ülkeleri satın almak isteyen zihniyetler hep PARA ile geldiler.
Ya borçlandırdılar...
Ya da borçlarına talip oldular.
İngiliz Merkez Bankası'nı da, ABD Merkez Bankası'nı da devletten kapan GÜÇ hep böyle yaptı.
Savaş vardı iki ülkede de...

Ve savaşmak, ordu toplamak için kuruş yoktu.
Gittiler PARA'yı önlerine koydular, ülkeleri cebe indirdiler.
Sultan Abdülhamid büyük bir dehaydı.
Ülke içindeki işbirlikçi medyayı, yazarları görmüştü.
İngilizlerden maaş alıyorlardı.

İngilizler Avrupa'nın her ülkesinde gazeteleri, yazarlarını satın alıyordu.
Abdülhamid Han Osmanlı'yı yıkmak isteyen düşmanın silahı ile silahlanmak istedi.

Gitti Hollanda ve Belçika basınından yazarları maaşa bağladı.
İngiliz medyasındaki yazarlara daldı.
Ancak onları bir türlü ikna edemedi.
Çünkü patronları hep Musevi'ydi, çalışanları da...

İşte Filistin'i satın almaya Dolmabahçe'ye gelen o Yahudi, Sultan Abdülhamid'e bir teklifte daha bulundu. "Size İngiliz medyasını da verelim" dedi.

Adam bu kadar rahat ve kendinden emindi.

Zira İngiliz medyası onlarındı. Ve hala da onların.

ABD medyası da öyle... Onun içindir ki, Türkiye'ye saldırıyorlar.
Son üç yıldır Türkiye'nin İstihbarat teşkilatı MİT'i yerden yere vuruyorlar.

MİT'in başkanını hedef tahtasına koyuyorlar.
Geçmişte MİT, onların bir elemanıydı.

Adı Milli'ydi ama üzerine binilen bir Midilli atıydı.

Şu anda MİT'le yatıp MİT'le kalkıyorlar.

Demek ki artık gittikleri her yerde karşılarına çıkan bir Türk istihbaratı var.

Artık onlar Midilli atı oldu.

Ayaklarına öyle basmışız ki, avaz avaz bağırıyorlar.

En son Almanların Der Spiegel dergisi de saldırıya geçti.

Paris'teki PKK'ya düzenlenen suikastı MİT'e yıkmaya çalışıyor.
Ülkeleri ayrı olsa da tüm bu medyanın kalplerine aynı yerden kan pompalanıyor.

Ve Türkiye'de barış sürecini sabote etmek için her yolu deniyorlar.
Kan akmasını, ortalığın karışmasını, Türkiye'nin içine kapanmasını, geçmişte olduğu gibi KOYUN takılmasını istiyorlar.
Bizi gütmek istiyorlar.

Dünyaya, Ortadoğu'dan Afrika'ya, Asya'dan Balkanlara açılan YENİ TÜRKİYE'yi sabote etmek için tutuşuyorlar.

Onun için Saraybosna'yı bu ülkeden gitme işbirlikçilerle karıştırıyorlar.
Evet Türkiye'de Erdoğan'a operasyon üzerine operasyon düzenleyen GÜÇ'ler şimdi Saraybosna'da da sahnede.

Türkiye'nin kucakladığı yerleri karıştırıyorlar. "Biz senin gittiğin ülkelerde de yolunu keseriz, GÜÇ biziz" mesajı veriyorlar.
Unutmayın...

Adnan Menderes'i, TÜRKİYE'yi uydusu gibi yöneten GÜÇLER astı.

Ve onu asarken mahkemelerde neden Cezayir'e gittin diye yargıladı.

Örtülü ödenekten Cezayir'deki Fransız köleliğine karşı direnişe gönderilen paralar yüzünden idamını istediler.

Ve Sultan Abdülhamid de, dünya birbirini yerken Hicaz'a kadar her yeri demir ağlarla örüyordu.

Geleceğe yatırım yapıyordu.

Asya'dan Afrika'ya her yere TÜRKLERİ gönderiyordu.
ABD'ye gönderdiği elçi Münci Paşa'dan "HAWAİ nasıl Amerikan topraklarına alınmak isteniyor" diye istihbarat raporları alıyordu.

Ve dahi Osmanlı'nın borçları 128 bin altına düşmüş, bitmek üzereydi.
Ve bitmek üzereyken indirdiler.

Oyun ve senaryolar hep aynı.

Ancak geçmişte ne internet, ne tv, ne de ceptel vardı?
Artık Türk halkı ANKARA'yı, ANKARA Türk halkını biliyor.
Oyunlar birer birer enter ediliyor.

Bekir hazar