sayfalar

23 Şubat 2012 Perşembe

Elmalılı Tefsirini M. Kemal Yazdırdı" Yalanı.


yazar FAHRI GÜVEN “Küçük Hamdi’nin Tefsirine M. Kemal Paşa’nın dahli” adlı makalesinde Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili” adlı tefsirinin nasıl kaleme alındığını yazdı. İşte Fahri Güven’in makalesinden alıntı;
 Küçük Hamdi’nin Tefsirine M. Kemal Paşa’nın dahli


Yaşadığı dönemde “Küçük Hamdi” ismiyle maruf olan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın kaleme almış olduğu “Hak Dini Kur’an Dili” adlı tefsir, Cumhuriyetin ilk döneminde kaleme alınmış bir tefsirdir. Aradan neredeyse 70 küsur yıl geçmesine rağmen hâlâ işlerliğini ve önemini korumaktadır. Bu tefsir Birinci TBMM’nin güzide vekillerinin talebiyle kaleme alınmıştır. (1. TBMM'ne M. Kemal darbe yapmistir ve ardindan kendine yakin olanlari secmek suretiyle 2. TBMM'ni kurmustur.*) M. Kemal Paşa’nın bu tefsiri yazdırttığı düşüncesinin hiçbir temeli, dayanağı yoktur.

Geçenlerde değer verdiğim bir Hoca Efendi’yi ziyaretimde konuyla ilgili Elmalı’nın tefsirinden bahis açıp, Elmalılı’nın M. Kemal Paşa’nın emriyle tefsiri yazdığını söylemesi karşısında gerçekten çok şaşırdım. Kalabalık bir topluluk önünde Hoca Efendi’yi uyarmanın doğru olmadığını düşünerek bu büyük sehvi görmezden geldim. Daha sonra fırsatını bulup uygun bir lisanla bahsi geçen “İddianın” yanlış olduğunu, tefsirin tamamıyla 1. TBMM’nin güzide müntesiplerinin aldığı karar sonucunda Muhammed Hamdi Yazır’ın telif ettiğini uygun bir lisanla anlattım.


Fakat gelin görün ki, karşılıklı takdiramiz duygular beslediğimiz Hoca Efendi bizim söylediklerimize, bir başka ifadeyle söz konusu tefsirin “Mustafa Kemal Paşa ile hiçbir alakası olmadığı” şeklindeki beyanımızı kabul etmedi. Derken daha sonra beş altı kişi daha geldiğinde tartışmamız sürdü. Hoca Efendi’ye, “Söylediklerini doğrulayan hiçbir kaynağın olmadığı” şeklindeki ifademiz karşısında iş istenmeyen bir boyuta taşındı. Savunduğu düşüncelerin doğru olmadığını belirttim. Hoca Efendi anlayamadığım bir şekilde yanlışı savunmakta ısrar etti. Konuyu bir kez araştırıp birkaç gün sonra görüşmeyi talep edince rahat bir nefes aldım. Çünkü bu çok doğru bir yöntemdi. Talebini kabul edip ayrıldık. Söylediklerimi kaale almasa da Hoca Efendi’nin bu teklifi içime su serpmiş, beni bir nebze olsun memnun etmişti.


Belirtilen gün ve saatte tekrar buluştuk. Hoca Efendi yanlışta ısrar edip, ben inceleyip araştırdım, konu benim belirttiğim şekilde demesin mi? Tabii iş iyice zıvanadan çıktı. Kendisine konuyla ilgili yirmiden fazla makaleyi takdim edip yanlışını ortaya koydum. Tabii Hoca Efendi alı al moru mor olmuştu. Ne var ki ayrılırken çok üzgündüm. Değer verdiğim Hoca Efendi’ye karşı güvenim sarsılmıştı. Neden bu kadar ısrarcı olmuştu. Hâlâ bu sorumun cevabını kendi kendime verebilmiş değilim. Peki evladım bir bakalım, nerede yazıyor? Diye cevap verseydi sanki kıyamet mi kopardı?


Üzüntüm ise güven sarsılmasından kaynaklanıyordu. Defalarca acaba konuyu hiç açmasa mı idim, diye düşünmeden edemedim.


Hâsılı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayınlanan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili” adlı tefsirinin M. Kemal Paşa’nın emriyle hazırlandığına dair iddianın hiçbir aslı astarı yoktur. Bir kaç arkaik muharririn bu meyanda yazdığı yazılarında hiç bir mesnedi yoktur.

 ÖNEMLI NOT:
 Konu, M. Kemal'in "Elmalili Tefsirini" yazdirip yazdirmadigi ile ilgilidir. Bunu yazdirmadigi da konuda ele alinmistir.

Ama
 M. Kemal'in fransizcadan Türkce'ye tercüme ettirdigi bir Kuran meali var... Fakat bunlarin ikisi birbirinden farklidir. Yazimizda da gectigi üzere 1. Meclis'in güzide müntesipleri Kuran'in mealini Mehmet Akif'e, tefsirini de Elmalili Hamdi Yazir'a yazdirmak istemisler.

 Mehmet Akif meali yazdiktan sonra, meali kendisinin ve 1. Meclis'in niyeti disinda M. Kemal ve bazi arkadaslarinca "Türkce ibadet" ucubeligine alet edilecegini ve meale "Kuran" muamelesi yapilacagini sezdigi icin, teslim etmekten vazgecmis ve aldigi ücreti de iade etmistir. (Kuran; orijinal lafziyla Kuran'dir, tercüme edilenler Kuran olmayip ancak meal olabilir ve meal ile ibadet -namaz vs.- edilmez.)

1. Meclis'e darbe yapan M. Kemal ve cuntasi yeni bir meal arayisi icerisine giriyor. (Elmalili Hamdi Yazir'inki meal olmayip tefsirdir.)

 Tarihlere bakalim:
 M. Akif mealinin ve Elmalili tefsirinin yazilma karari 1. Meclis döneminde vuku buluyor... Yani 1925'ten önce olmasi lazim, zira o tarihte M. Kemal ve cuntasi tarafindan 1. Meclis'e darbe yapilmisti. M. Kemal'in tercüme ettirdigi Kuran meali ise 1931 yilinda fransizcadan Türkce'ye tercüme edilmis [1] ve Türkce aciklamalariyla yayimlanmistir. 1932 yili Ocak ayinda bu ceviriden alinma parca, ilk kez Istanbul'da bir camide acikca okundu. [2]

 Dolayisiyla birbirinden farkli konular.

Kazım Karabekir "Paşaların Kavgası" isimli kitabinin 157, 158 ve 159'uncu sayfalarinda M. Kemal'in, Kuran'i (1931) tercüme ettirmesinin gerekcesini kendisine şöyle acikladigini yaziyor;


“Evet Karabekir, Arapoğlu’nun yavelerini (yalanlarını) Türk oğullarına öğretmek için Kuran’ı Türkçe’ye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler..”


Netice olarak Elmalili Hamdi Yazir'in tefsiri baska, 1931 yilinda M. Kemal'in talimatiyla fransizcadan Türkce'ye tercüme edilen Kuran meali baskadir. Ikisini karistirmamak lazim.

 Dipnotlar:
 [1] Cemil Meriç, Ümrandan Uygarlığa (4. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul 1998), s.322
 [2] Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi (Eser Matbaası, İstanbul 1977), 5/ 1950