21 Şubat 2012 Salı
Deccal-Anticristh ve 666 şifresi
Deccal-Anticristh ve 666 şifresi
Deccal dinlerde, genelde Tanrı ve din karşıtı fikir, sistem, devlet, önder ve insanları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu konu Vahiy kitabında yine bir önemli kehanet olarak zikredilmektedir. Burada canavarlaşmış bir insan veya sistemden bahseder;
“16 Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eline ya da alnına bir işaret vurduruyordu.
17 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin.
18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666′dır.” (Vahiy-13)
Burada “canavarın adını simgeleyen sayıyı hesaplamak ve bu sayı ile yani canavarın işareti ile insanların damgalanmasından” bahsedilmektedir. Roma döneminde köleler, askerler damgalanırlarmış. Bir tanrıya olan bağlılıklarını belli etmek için o tanrı ile ilgili dövmeler yaptırırlarmış. Tevrat-Hezekiel-9:4-6′ da insanların işaretlenmelerinden bahsedilir. Eski devirlerde gizemli dinlerde, harflerin bir sayı değeri vardı. Böylece bir isim veya ifadeden bazı sayılar ve tarihler hesaplamak, önemli bir kehanet çözümleme yöntemleri arasındaydı. Burada da canavar ve Mesih karşıtı olan ismin, sayı değerinin 666 olacağı işaret edilmektedir. İbranice, Yunanca ve Arapça harflerin her birine karşılık gelen bir sayı değeri vardır. Böylece bir ismin harflerinin sayı değerleri toplanarak, o ismin toplam sayı işareti bulunmuş olur. İlk canavar Babil’di ve dolayısıyla ilk Deccal’de Babil Kralı Nebukadnessar olmalıdır. Yunan dilinde Nebukadnessar isminin sayı değeri gerçekten 666′ dır. İkinci en ünlü anti Hıristiyan’ın, Roma İmparatoru NERON (M.S. 37-68) olduğunu söyleyebiliriz. Gerçektende Neron Sezar isminin İbranice karşılığı 666′ dır,
N R O N K S R
100+60+200+50+200+6+50=666
Vahiy Kitabı zalim Neron’un döneminde yazıldığı göz önüne alındığında, Hz. İsa’nın ikinci gelişi ile ilgili kehanetlerden olan bu kehanetinde, açıkça Neron’u şifrelediği ortada. Yani “bu nesil ortadan kalkmadan” ifadesini doğrulamaktadır. Hal böyle olmasına rağmen bir türlü gelmeyen Mesih’i ille getirmek için, günümüzde herkes bu sayıyı ciddiye almaya başladı. Hatta öyle ki, 6.6.2006 tarihinde bir Deccal dünyaya getirmemek korkusuyla, bu güne doğum randevusu olanlardan, bir gün öncesinde sezaryenle doğum bile yaptıranlar oldu. İş bu kadar ciddi olunca, ünlü Kahin Nostradamus’ta bu işe karışmadan geçememiş ve 16. yüzyılda yazdığı kehanetlerde, Napolyon, Hitler ve Mabus isimlerinde üç adet din karşıtı isim verir. Bu ara Papa ve Hz. Muhammed’te bu tanımlamadan nasibini almış. Sayısız kimsenin isimlerinin latin harflerinden 666 bulan nice heyecanlı Hıristiyan’a göre Hitler, Mussoloni, Stalin, Usame, Kastro, Saddam, yani ne kadar Batı’nın gözünde “kötü adam” varsa hepsi Deccal ilan edilmiştir.
Her şeyden önce hesaplama yönteminin hangisi doğrudur. Bu hesaplamada hangi alfabe esas alınmalıdır. Birine göre tutmazsa, diğer bir alfabeye göre 666 sayısı tutabilir. Pek çok amatörün yaptığı gibi bu hesaplama latin alfabesi üzerinden mi yoksa Yuhanna’nın bildiği dil İbranice üzerinden hesaplanması gerektiğidir? Herhalde İbranice esas alınması doğru olanıdır. Buyurun üzerinde çalışılıp bir şekilde İbranice harflerinin sayı değeri ile tutturulan tanıdık bir isim daha verelim;
G=3=Gimel
E=5=Heh
O=70=Ayın
R=200=Resh
G=3=Gimel
E=5=Heh
B=2=Beth
U=70=Ayın
S=300=Shin
H=8=Cheth
TOPLAM=666
İlk etapta heyecan verici gibi gözükse de dikkatli gözlerden kaçmamıştır ki bu hesap aslında İbranice esaslarına göre değil Latin alfabesi esaslarına göre yapılmıştır. Aslında İbranicede George sadece 4 harfle yazılır ( Gimel, Vav, Resh, Gimel) ve Bush ( Bet, Vav, Shin) ile gösterilebilir. Hatta bu hesapta “S” harfi farklı bir değere sahipken, “SH”in karşılığı seçilmiştir. Kısacası bir tür zorlama hesaptır. Bir de secilen ismin İbranice karşılığı doğru mudur? isimlerin İbranice karşılıkları bile farklıdır. Sözgelimi “George” isminin İbranice 3 karşılığı vardır ( Yizra’el, Adam, Carmeli). Üstelik Walker ismi hiç işin içine katılmamıştır. Sonuç olarak zaten dikkat edilirse bu hesabın bilgelik gerektirdiği İncil’de ifade edilmiştir.59 Yani işin içine bir çok zorlama ve ön kabuller katarak arzu edilen sonuca ulaşılabilinir. Gerçekle alakası olmadığı halde bir çok alakasız meşhur insan Deccal ilan edilebilir. Pekala her devirde çeşitli alfabelere değiştirilerek 666 sayısı bulunup, Deccal edilen bir sürü insan varken, bu durumda bu kehanetlerden nasıl net bir sonuç çıkarabiliriz ve bize net bir Deccal tiplemesi sunabilir mi?
Ayrıca Deccal’ı sembolize eden sayının gerçekten 666 olduğuna emin miyiz? 666 sayısının Yahudiliğe Babil esaretinde, Babil efsanelerinden geçtiği ve aslının 3661 olduğu yazanlarda var.60 Bir başka iddiada bulunanlar da var. Hristiyan ilahiyatçılarının ortaya attığı yeni iddiaya göre, şeytanın sayısı inanıldığı gibi 666 değil, Yuhanna İncili’nin Vahiy bölümünde geçen asıl sayı 616. Ancak Yunanca orijinal metnin yanlış tercüme edilmesi sonucu şeytanın sayısı 666 oldu. Yaklaşık 2′nci yüzyıldan bu yana şeytanın sayısı olarak bilinen 666 sayısının, bir çeviri hatası olduğu ve şeytanı sembolize eden gerçek sayının 616 olduğu iddia edildi. Geçtiğimiz aylarda Alman Bild gazetesinin haberi üzerine araştırmacılar, Yunanca orijinal metindeki rakamların yanlış çevrildiğini tespit etmişler. Bunlar da ayrıca bu kehanetin doğruluğunu da sorgulamaktadır. Aslında insanların dikkatlerini bu kehanet üzerine çeken başka bir şey daha var;
17 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. (Vahiy-13)
Son yıllarda bir malın alınıp satılmasında, malın fiyatı dahil gereken diğer özelliklerinin kolayca takip edilmesinde, elektronik okuma kolaylığı için, eşyanın üzerine barkod denilen siyah düz çizgiler içeren etiketler vurulmaktadır. Bu işaretleri taşımayan eşyaların alınıp satılması, önemli marketlerde artık mümkün değildir. Bu sistemi IBM firmasında çalışan,George Joseph Laurer isimli bir mühendistir. İşin asıl ilginç yanı, Barkod sisteminde iki başta ve ortada ki uzun çizgilerin sayı değeri 666 olmasıdır. Gazeteciler bu konuyu mühendis Laurer’e soruyor ama o, bu sayı değerine nasıl ulaşıldığını ve niçin gizlendiği sorusuna “her şeyin rasgele seçildiğini” söylemiştir.61 Tabi IBM bilgisayar programcısı bir firma olması ve sahibinin de bir Yahudi olması hep akıllara, bunların kör bir tesadüf mü yoksa kehanetleri bilen birilerinin olayları kurgulama çalışmalarının sonucu mu diye düşünmekteyiz. Ayrıca interneti ifade eden ‘dünya çapındaki ağ’ anlamına gelen, ‘world wide web’ kelimelerinin kısaltılmış hali ‘www’ olması ve yine, İbranicede W harfinin rakam karşılığı 6 olması ve “WWW” sayı değerinin “666″ olması, yine dikkatleri bu konu üzerine çekmiştir. Eğer gerçekten bir kurgulama, başka bir deyişle “Tanrı’yı kıyamete zorlama” varsa bile, hepsi de çok acemice yapılmış kurgulardır. Çünkü Vahiy-13:17′de işaret edilen bir mal ve eşya için değil, insan’ın bu işaretle damgalanmasıdır. Damgası olmayan insanın, hiçbir alışveriş yapamayacağından bahsedilir. Yukarıda yapılan zorlamalar konuyla fazla ilgili değildir. Asıl olan insanın 666 işaretini veya bu sayıyı simgeleyen işaretle damgalanmış olmasıdır. Şimdi diyeceksiniz ki çok yakında, her insan benzer bir işaretle, belki bir miroçip taşıyaçak ve her işi bununla görülecek. Bence her türlü dünyevi işimizin kolayca yürütülmesi için böyle bir gelişme olacaktır. Ama vatandaşlık numarası, parmak izi veya göz bebeğimiz, kimliğimizin kolayca tanımlanması için yeterlidir. Ancak birileri ille de bu kehanetleri zorlamak niyetiyle, belki de sayı değeri 666 olan bir kodlama sistemi de uydurabilir. Uyanık olmak lazım. Biz ne dersek diyelim; birileri boş durmuyor ve mikroçipleri hazırlamış zaman kolluyor